Astronomi’de Gözlem: Teleskoplar

Gök Küresi

Yıldızların yerini belirlemek için onların, gözlemcinin gözü merkez olmak üzere, gök küresi denen, yançapı belirsiz var sayılan bir kürenin üstünde bulunduğu kabul edilir.

Bu küre sanki kutuplardan geçen doğrunun (ya da dünya ekseni) etrafında dön-mektedir. Bu doğruyu kesen dikey düzleme gök ekvatoru denir. Gözlemcinin tepesinde, ufkun üst tarafında zenit (başucu), ufkun altında nadir (ayakucu) bulunur. Gözlemcinin bulunduğu yerdeki dik doğruya dikey düzlem ise ufuktur. Düşey doğru ile kutup doğrultusu arasında kalan düzlem o yerin meridyenidir: başucundan (zenit) geçen de kuzey-güney düzlemi.

Koordinatlar

Yer üzerinde bir noktanın konumu nasıl coğrafî koordinatlarla, (enlem, boylam) belirlenir veya tanımlanırsa, yıldızlann konumu da gök küresi üzerinde gök koordinadan denen parametrelerle be-lirlenir, tanımlanır. Kabul edilen başvuru düzlemine ve bu düzlemin seçilen başlangıcına göre, birçok koordinat sistemi vardır.

Optik Astronomi

Optik astronomi, görünen ışıklı gök kaynaklarını inceler (400 ila 800 nanometre arasındaki dalga uzunlukları). Temel alederi dürbün ve teleskoptur (bk. sf. 22) ; teleskobun oturağı ya altazimutal (yatay bir eksen ile dikey bir eksen etrafında harekedi), ya da ekvatoryal olabilir (kutup ekseni [saat ekseni] ve bir dikey eksen [yükselme ekseni] etrafında hareketli). Bu alederle derlenen ışık gözle incelenir ve çoğu zaman da bir fotografik, fotoelektrik veya elektronik aygıda kaydedilir. Aynı ışık bir spektrografta tayf çözümleme konusu da olabilir. Atmosfer dışına yerleştirilen teleskoplar (yapay uydu) bu bakımdan daha başarılı olmaktadır.

Radyoastronomi

İkinci Dünya savaşının sonundan beri radyoelektrik ışımalı gök kaynaklanılın incelenmesi çok gelişme gösterdi. Bu inceleme, radyoteleskop denilen aygıdarla, 1 mm ile 15 m arasındaki dalga boylannda yerden yapılmaktadır. Gözlemler, hava ne kadar buludu olursa olsun, gece ve gündüz yapılabilmek gibi bir avantaja sahiptir. Buna karşılık, aygıdann ayırma gücü kullanılan dalga uzunluklanyla sınırlıdır. Aynı yıldızı aynı anda birbirinden uzak birkaç aygıtla birden gözlemlemeyi öngören interfe- rometri teknikleri de geliştirilmektedir (aygıdann uzaklığı bazen kıta çapındadır : çok büyük bazlı interferometri; bu durumda alınan işareder manyetik bandara kaydedilir ve sonradan aralannda bağlantı kurulur).

Uzay Astronomisi

Uzay astronomisi stratosfer balonlan- m, füzeleri, uyduları ve otomatik sondalan işe koşar. Yer atmosferinin üstünde dolanan uydular sayesinde, elektromanyetik tayfın tümü üzerinden, Evreni incelemek mümkündür. Bununla birlikte, taşıdıkları âletlerin pahalılıklan nedeniyle, uydular yerden gözlenmesi güç veya olanaksız gözlemleri yapmak için, mesela ışınlan (y, X, morötesi ve kızılötesi uzak ışın kaynaklan) Yer atmosferiyle engellenen yıldızları incelemek için kullanılır. Uzay sondalanyla Ay’ı, gezegenleri, kuyrukluyıldızın ve gezegenler arası ortamı in situ (yerinde) inceleme olanağı vardır. Bunlar, fotonları büyük bir enerji taşıyan, dalga boyu çok kısa ışınımlan kaydedebilirler.

Gök Dürbünü ve Teleskop

Optik astronomi iki tip ışık toplayıcı kullanır : gök dürbünü ve teleskop. Bu âletler bir borudan ve bunun uçlarından birindeki (gökten yana) bir objektif ile öbür ucundaki (gözden yana) bir okülerden oluşur : objektif, gözlemlenen yıldızlardan gelen ışınlan toplar, teorik olarak bir noktada (aslında küçük bir benekte) yoğunlaştınr, ondan sonra oküler büyük bir görüntü verir.

Gök dürbününü teleskoptan ayıran özellik objektifin yapısıdır : gök dürbününde objektif bir mercektir – ya da, çoğunda olduğu gibi, bir mercekler kombinezonudur- ışığı kırarak yöneltir, oysa teleskopta objektif bir aynadır, ışık onun üstüne düşerek yansır. Bundan dolayı genellikle gök dürbünlerine ışık kinci, teleskoplara ışık yansıtıcı âlet denir. Objektifin büyüklüğü âletin inceleme gücünü belirler : toplanan enerji toplayıcı yüzeyinin düzgünlüğüne bağlı olduğu halde,
köşelerden gelen kaynaklan ayırma yeteneği ise (ayırma gücü) çapma bağlıdır.

Geleceğin Teleskopu

Hizmete girecek dev teleskoplarla doksanlı yıllarda yeni bir teknoloji kullanılacak. Özel-likle yakın yıllarda elektronik ve oto-matik alanında elde edilen ilerleme-lerden yararlanılacak. Mesela âletin onsuz olmaz sayılan sabitliğini ve sağlamlığını sağlamak için, kütlesinin ağırlığına güvenmek ve dayanmak yerine, hafif âletler yapılarak bunlann bozulmamasına, bozulduğu zaman da ana parçaların etkin denetimiyle düzeltilmesine özen gösterilecek. Teleskopun oturak kısmı, uzun zamandan beri radyoteleskop- lar ve radar antenleri için benimsenmiş olan ve ekvatoryal oturaktan daha tatmin edici olan altazimutal tipte olacak. Bu tip oturak kullanmak ve pasif oynamazlık ilkesini terk etmekle ağırlıktan önemli ölçüde kazanç sağlanacak.

 

Ön aynalar için araştırma ve deneyler şu doğrultuda gelişmekte : çok ince yekpare ayna (10 ila 40 cm kalınlık), çap en çok 7-8 metre; orta büyüklükteki parçaların bir-leştirilmesinden oluşan eklemli ayna (1,80 m çapındaki altıgen 36 aynadan oluşan ve 1991′de Havai’de Mauna Kea’da hizmete girecek olan amerikan Keck teleskobu için hazırlanan 10 m aynalı teleskop); ışın demetlerini ortak bir odağa yansıtan paralel eksenli çok aynalı birleşik ayna; ayn oturaklara oturtulmuş teleskoplar ağı (yan yana sıralanmış 8 m’İik 4 teleskoptan oluşan ve 16 m’ye denk tek aynalı bir teleskop gibi iş gören Şili’deki müstakbel VLT avrupa teleskobu).