Şu sayfadaki resme bakınız. Çocuk ne yapıyor? Aynı anda kaç şey birden yapmaya uğraşıyor?
Turgut, annesi, babası, küçük kız kardeşiyle birlikte küçük bir apartman dairesinde oturuyordu. Bir de köpekleri vardı. Ev o kadar gürültülüydü ki, bir yandan radyo çalar, televizyon oynar, bir yandan kardeşi ağlar, annesi, babası yüksek sesle konuşur, bazen de köpek havlar, konu komşu eve gelir giderdi. Zavallı Turgut işte bu koşullar içinde ders çalışmaya uğraşırdı. Ama bir türlü dikkatini toplayamaz, derslerini ertesi güne yetiştiremezdi. Böylece bir gün geldi, Turgut sınıfın en zayıf öğrencisi oldu. Ev ödevlerini hiçbir zaman vaktinde öğretmene yetiştiremez
duruma geldi.
Siz Turgut’un yerinde olsaydınız ne yapardınız? Bu gürültü ve keşmekeşin ortasında ders çalışmaya uğraşır mıydınız, yoksa anneniz ve babanızla konuşup size ders çalışmak için uygun bir yer ya da bir oda sağlamasını mı isterdiniz?
Ders çalışacak sessiz bir yeriniz olması çok önemlidir. En kötü çalışma yeri, televizyonun karşısıdır.Geceleri, yeterli ışık olmasına ve kitabın ya da defterin üstüne gölge düşmemesine dikkat etmelidir. Masa ya da sıra gibi düz ve sert bir yüzeyde yazı yazmalıdır. Anneniz, babanız ve kardeşleriniz, dersinize çalışabilmeniz için sessiz ve uygun bir yeriniz olma hakkınızı bilmelidirler.
işte iyi çalışabilmeniz için gereken şeyler:
- Sessiz bir yer,
- Yalnız olacağınız bir yer,
- Yeterli ışık,
- iskemle, masa ya da sıra,
- Kurşun kalem, silgi ve kalemtraş,
- Kâğıt ve günlük defter,
- Kullanacağınız kitaplar.
- Bir sözlük.
Dersinizi anlamanızı ve öğrenmenizi engelleyen şeyler:
- Açık televizyon önünde ders çalışmaya uğraşmak
- Az ışık; örneğin 60 vatlık ampul yerine, 25 vatlık ampül kullanmak,
- Gürültü, Oda içinde konuşmalar, gülüşmeler, başka sesler,
- Üstünde yazacak düz bir yer yoksa (kucağınız gibi yumuşak bir yere eğilirseniz) düzenli ve okunaklı yazmanız zorlaşır,
- Ödevin izi yapmaya başlamadan önce yu-kardaki listeye bir göz atın, eksiğiniz varsa hemen tamamlayın, ondan sonra çalışmaya oturun.
BİR ÖĞRENCİ OLARAK HAKLARINIZ VARDIR
Eğer kendiniz için gerekli çalışma koşullarını sağlamakta sıkıntıya düşüyorsanız, bunu anne ve babanıza anlatınız. Her öğrencinin, iyi bir çalış ma yerine sahip olmaya hakkı vardır. Anne ve babanızla konuştuktan sonra da gerekli çalışma yerini sağlıyamıyorsanız okulda ya da bir kütüphanede çalışmayı deneyiniz. Çalışmak için gerekli koşullara sahip olmak,size yarı yarıya zaman kazandırır, iki kat başarı sağlar.
NE ZAMAN ÇALIŞMALI?
- ”Şimdi canım istemiyor; sonra çalışırım.”
- ”Çok geç oldu, yarın çalışırım.”
- ”Unuttum, öteki dersten sonra yaparım.”
- “Şimdi çalışmak zorunda mıyım? Acelesi ne?”
Bu sözler size hiç de yabancı gelmiyor değil mi? Kimbilir kaç kez bugünkü dersinizi yarına bıraktınız. Ertesi gün de, dersiniz iki kat çok olduğu halde, yine bir özür uydurup ertesi güne attınız. Hakkınız var. Hepimizin sizlergibi davrandığımız zamanlar olmuştur. Sonradan hatamızı anlamışızdır ama, o zaman da iş işten geçmiş, derslerimiz yığıla yığıla koskoca bir yığın halini almıştır.
Sevmediğimiz şeyi çoğunlukla sonraya bırakırız, “aman canım, yarın yapsam ne olur sanki” deriz.
Bir gün Ayşegül, çok sevdiği arkadaşı Oya’yı gece yatısına çağırmaya karar verdi. Annesi de bunu uygun buldu.
“Her şeyden önce kendi odanı bir güzel temizlemen gerek, Ayşegül” dedi.
Ayşegül hemen işe koyuldu. Ama, günlerdir elini sürmediği için oda o kadar karmakarışıktı ki her yeri düzene koymak ve temizlemek tam üç saat sürdü. Ayşegül kan ter içinde kaldı. Oysa, her gün normal temizliği yapmış olsaydı, yarım saatte işin içinden çıkacaktı.
Pazartesi sabahı, Gürsel’in öğretmeni sınıfa girer girmez dedi ki:
— Çocuklar, cuma günü dört konu üzerinden yazılı yoklama yapacağım. Cumaya kadar tam dört geceniz var, her gece bir konu çalışırsanız, rahat rahat yetiştirimsiniz, değil mi?
O gün, pazartesi akşamı Gürsel’in bir arkadaşı çıkageldi. Gürsel arkadaşını çoktandır görmemişti. Başbaşa bol bol konuştular, teyp çaldılar, radyo dinlediler. Sonra yemek yediler. Arkadaşı gidince artık saat geç olmuştu. Gürsel’in uykusu geldi. Derse yarın çalışırım” diyerek yatıp uyudu.
Salı akşamı, televizyonda güzel bir film vardı. Gürsel onu kaçırmak istemedi. Filmi seyrettikten sonra vakit geç olmuştu. Yine uykusu geldi. “Yazılıya çarşamba akşamı çalışırım” dedi ve yattı.
Çarşamba akşamı, Gürsel mahalle arkadaşlarıyla futbol oynadı. İki gol attı ama çok yoruldu. Eve gelip yemeğini yiyince uykusu bastırdı, “Bu durumda kafam dersi almaz” diyerek yattı.
Sonunda perşembe akşamı gelip çattı. Yazılı yoklama, ertesi sabah yapılacaktı. Gürsel aceleyle masasının başına oturdu. Kimse girmesin diye kapısını kilitleyerek çalışmaya koyuldu.
Ama, saatler ne de çabuk geçiyordu. Vakit gece yarısına yaklaştığı halde, Gürsel ancak iki konuyu okuyabilmişti. O da yalnız okumak,çalışmak değil!
Uyku gözlerinden akıyordu, sonunda kitabın üstünde uyuyup kaldı. Cuma sabahı, yazılıya ha- zırlanamadığı için okula gitmek istemedi. Annesi, babası bunu uygun bulmadılar, onu zorla okula gönderdiler. Gürsel, yazılı yoklamaya girmek zorunda kaldı.
Başarabildi mi yazılı sınavı dersiniz? Ne gezer, kalem elinde, sorular karşısında şaşırıp kaldı.
Odayı günler sonra temizlemeye kalkmakla, sınav için çalışmayı son güne bırakmak arasında hiçbir ayrılık yok değil mi? Bilmem siz de hiç Gürsel gibi davrandınız mı? Sonra da kötü bir not alıp annenizin, babanızın yüzüne bakmaktan çekindiniz mi?
ÇALIŞMA PROGRAMI YAPMAK
Her akşam yatmadan önce dişlerinizi fırçalar mısınız? Her gün belirli bir zamanda yaptığınız belirli bir iş var mıdır? Örneğin, öğle yemeğini kaçta yersiniz? Akşam yemeğine hep aynı saatte mi oturursunuz? Çoğu kimselerin, her gün aynı saatlerde yaptıkları belirli işler vardır. Bunlar her gün yapıla yapıla alışkanlık halini alır ve artık günlük yaşantının vazgeçilmez bir parçası haline gelir.
Bunun gibi, örneğin, ev ödevinizi yapmayı, diş fırçalamak, ya da öğle yemeği yemek, akşam çayı içmek gibi alışkanlık haline getirebilirseniz başarısızlık derdinden kurtulursunuz.
Okuldan eve döndükten sonra, kalan zamanınızın belirli bir bölümünü ödev yapma işineayırabi- I irsen iz, geri kalan vaktinizi başka derslerinizi çalışmak, ya da başka işlerinizi yapmak için kullanabilirsiniz. O zaman üzülmenize, korkmanıza gerek kalmaz.
Bazı öğrenciler okuldan eve döner dönmez hemen oturup derslerine çalışırlar. Çabucak hepsini bitirirler, sonra da rahat rahat televizyon seyrederler ya da arkadaşlarıyla oyun oynarlar.
Bazı öğrenciler de, eve gelince biraz dinlenirler, sonra yemek yerler, daha sonra çalışmaya başlarlar. Bu çalışmayı dikkatle ve sürüncemede bırakmadan hızla bitirirler. Böylece sevdikleri radyo ve televizyon programlarının saatini kaçırmazlar.
Her öğrenci kendine göre düzenli bir çalışma programı hazırlayıp onu dikkatle uygulamaya koyabilir.
Şimdi biz de size, çalışmalarınızı kolaylaştırmak için bazı öğütler verelim. Bakalım beğenecek misiniz?
1) Çok acıkmışsanız çalışmayınız. Eğer ödevinizi hemen okuldan sonra yapmayı kararlaş- tırdıysanız çalışmaya başlamadan önce hafif bir kahvaltı ediniz.
2) Her zaman ödevinizi yorulmadan yapınız. Akşam geç saatlere kadar beklemeyiniz. Yoksa ödev size olduğundan daha zor görünür.
3) Zamanınızı bölümlere ayırınız. Bir saatten çok çalışacaksanız bir saatten sonra bir ara veriniz. Her seferinde ara vermeden en az yarım saat çalışacak biçimde program yapınız.
4) Ödevinizi son dakikaya bırakmayınız, eğer bırakacak olursanız tedirginlik duyacaksınız, boş vakitlerinizden de hiç zevk alamayacaksınız. Çalışmanızı hafta sonuna ya da sınavdan hemen öncesine ertelerseniz o zaman da çok çalışmanız gerekecektir. Okulda o gün yapılanlardan geri kalmamak için, her gece bir parça çalışmak sınav korkusunu üzerinizden atar ve sizi her zaman hazır tutar.
5) Ev ödevinizi her akşam hep aynı zamanda yapınız. Bu, günlük yaşantınızın bir parçası olacak, alışkanlık haline gelecektir.
Böylece daha kolaylıkla başarıya ulaşacak, geri kalan boş zamanlarınızın tadını daha iyi çıkaracaksınız.
İnceleme Bırak