Birinci Dünya Savaşı Sonrası Türkiye

Bu dönemin en önemli olayları, İngilizler ve Almanlar arasındaki iki büyük deniz savaşıydı.

1914 yılının 1 Kasım günü Şili’nin Coronel limanı önlerinde Amiral Cradock komutasındaki İngiliz filosu ile karşılaşan Amiral von Spee komutasındaki Alman filosu, iki savaş gemisini batırarak büyük bir başarı kazanmıştı. Almanlar ülkelerine dönebilmek için Büyük Okyanus’tan Atlas Okyanusu’na geçtiler ama, Falkland takımadalarında 1914 Aralık ayında büyük bir sürprizle karşılaştılar.

Serbo-Turkish War, Turkey: hospital camp at Magra near Kars. Wood engraving by H. Harral after G. Broling, 1877. Created 1877. Serbo-Turkish War (1877-1878). Military hospitals. Military nursing. Nurses. Wounds and injuries. Kars (Turkey). Contributors: G. Broling; Horace. Harral. Work ID: tkp9djes.

Alman Filosu

Horn Bumu’nu dolaşan Alman filosu, İngiliz gemilerinin o sıralarda karışıklıklar içinde bulunan Kuzey Afrika’ya gittiğini sanıyordu. Filo, Güney Atlas Okyanusu’ndaki Falkland açıklarında demir atarken, İngiltere’nin Coronel yenilgisinden sonra Almanları yok etmek için gönderdiği Amiral Sturdes komutasındaki önemli bir deniz gücü ile karşılaştılar, iki filo da böyle bir karşılaşmayı beklemiyordu. Bu nedenle Almanlar kadar İngilizler de şaşkınlık geçirdiler.

Almanlar kaçmaya çalıştılar ama, İngilizler bu fırsatı kaçırmak istemediklerinden peşlerine düştüler. Almanların Schamhorst ve Gneisenau adındaki zırhlıları ile Nürnberg ve Leipzig kruvazörleri, İngilizler tarafından top ateşiyle batırıldı. Yalnızca Dresden savaş gemisi kaçabildi. O da 14 Mart 1915 günü Juan Fernandez takımadalarından Mas a Tierra Adası yakınlarında batırıldı.

Falkland’da Büyük Okyanus filosunu yitirdikten sonra, Alman deniz gücü kendi limanlarında kaldı. Amiral von Scheer komutasındaki açık deniz filosu, 1916 yılında İngilizlerin deniz üstündeki yoğun gözetiminden kurtulmaya ve onları aldatarak bazı girişimlerde bulunmaya çalıştı. İngiliz filosunun komutanı Amiral Jellicoe, Alman filosunun Skagerrak Boğazı’na doğru yola çıktığını öğrenerek, bu girişimi önlemek için Kuzey Denizi’nde dolaşmaya başladı. Bu filonun Amiral Beatty komutasındaki öncüsü altı Kruvazör, 31 Mayıs günü Amiral Hipper komutasındaki Almanların öncüsü beş kruvazörle karşılaştı. İngilizler, güneye doğru çekilen Almanların peşine düştüler. Ancak belirli bir süre sonra, Almanları peşlerine takarak ana filoya doğru gerilediler. Böylece İngilizler ve Almanlar, aynı gün akşam saatlerinde Danimarka’nın J utland açıklarında karşı karşıya geldiler. İngilizler açılarak, Alman filosunu çember içine aldı. Görüş koşulları uygun değildi. Karmakarışık bir top ateşi başladı.

Almanlar tüm ustalıklarını kullanarak ingilizlerden sıyrılmayı başardılar.

Açtıkları ateş, Ingiliz gemilerinin birbirlerinden uzaklaşmalarına ve çemberi genişletmelerine yol açtı. Ingiliz savaş gemileri, bütün gece boyunca saldırdılar. Alman filosu, 1 Haziran günü kendi limanlarına ulaştı. İngilizler savaş alanına egemen oldularsa da 6 kruvazör, 8 torpidobot yitirdiler, ayrıca 6.000 ölü verdiler. Almanların kayıpları ise bir zırhlı, 5 kruvazör, 5 torpidobot ve 2.500 ölü oldu.

Uygulanan yöntemler yönünden Jutland Deniz Savaşı, Almanlar için başarıydı. Daha yerini bulan atışlar yapılmış, daha çok sayıda gemi batırılmıştı. Almanlar, pek büyük bir zarara uğramadan işin içinden çıkma olanağını bulmuştu. Ama İngilizler, bu yenilgiye karşın üstün durumda kaldılar. Alman savaş gemileri bir daha limanlarından çıkmayı göze alamadılar. Yalnızca 19 Ağustos günü bir çıkış yapmayı denedilerse de İngiliz filosunun yola çıktığını öğrenince geri döndüler.

Alman amirali Scheer, kazandığı başarıdan sonra imparatoruna, savaşın geleceği ile ilgili görüşlerini şöyle bildirdi:

“Savaşın üstünlükle sona ermesi, ancak İngiliz ekonomik yaşamının çökmesi ve bunun sağlanabilmesi için de İngiliz ticaret gemilerine karşı çok sayıda denizaltı kullanılması ile mümkün olabilir.”

Savaşa katılan taraflar, başarısızlıklarla karşılaşınca komutanlar arasında da üst üste değişiklikler yapıyorlardı. Almanlar, Fransa cephesindeki komutan general Erich von Falkenhayn’ı Ver- dun Savaşı’ndan sonra Makedonya’ya atadılar. Hindenbuıg başkomutanlığa getirildi. Birinci Dünya Savaşı başında yeniden göreve çağırıldığı için emeklilikten sonra bir kez daha ordunun başına geçen Mareşal Hindenburg, önemli başarılar sağladı. Buna karşılık Fransızlar da ordularının başkomutanı Mareşal Joseph Joffre’yi uzaklaştırdılar ve yerine Nivelle’yi görevlendirdiler.

Bu arada OsmanlI İmparatorluğu orduları da pek çok cephede savaşı sürdürüyordu. Kafkasya, Sina, Irak, Hicaz ve

Yemen cephelerinden başka Galiçya, Romanya ve Makedonya’ya asker gönderilmişti.

Selanik bölgesindeki İngilizlerle yandaşlarının saldırıya geçmesi, ayrıca Rusların Karadeniz’in batısına asker çıkarması olasılığının artması üzerine BuIgarlar Türkiye’den yardım istediler. Bu sırada Ruslar Galiçya’da ilerlemeye başlayınca, yola çıkan Osmanlı Ordusu Galiçya’ya yöneltildi. Bu ordunun bir bölümü Almanlara katılırken, bir bölümü de Avusturya-Macaristan’ın yerini aldı. Türkler, başarılı savunma savaşları ile önemli görev yaptılar, büyük yardım ve destek sağladılar.

Dobruca’daki Romen cephesine giden Türkler ise Transilvanya’da saldırının durdurulmasında etken oldular. Alman, Avusturya-Macaristan orduları ile birleşen Türkler, Tuna’yı aşarak Bükreş üzerine yürüdü. Burada da büyük başarı kazanan Türkler, 3600 tutsak ile birlikte çok sayıda savaş araç ve gereci ele geçirdiler.
Aynı biçimde Makedonya’da da saldırıya geçen Ingiliz, Fransız ve İtalyanlara karşı Bulgarlar tarafından Türkiye’den yardım istendi. Bulgar Ordusu ile birleşen Türkler, Serez’in batısında savaşa katıldılar.