İdrar Kaçırma şikayetinde bulunanlar buraya!

İdrar kaçırma şikayeti, toplum geneline bakıldığında ileri derecede yaygın bir sorundur.

Ancak, gerek ihmalkarlık, gerekse konuyla ilgili yanlış bilgi ve yönlendirmeler nedeniyle jinekoloji poliklinikleri sırasında, diğer şikayetlerin geri planında kalmakta ve nadiren sorulmaksızın bahsedilen bir şikayet olmaktadır.

Burada dikkati çeken husus, toplumsal olarak özellikle de doğum yapmış popülasyonda, idrar kaçırma şikayetlerinin doğal bir sonuç olarak benimsenmesidir. Bu da hastaların konuyla ilgili yardım taleplerinin azlığını açıklamaktadır.

Toplumdaki yaygınlığına paralel olarak, arkadaş toplantıları gibi sosyal ortamlarda kişiler arasındaki sohbetler esnasında kulak misafiri olunan yanlış bilgiler (örneğin: doğum ve özellikle de birden fazla doğum yapan kadınlarda, doğal olarak bir miktar idrar kaçırma şikayeti olur! gibi) hastaların bu durumu doğal kabul etmesiyle sonuçlanmaktadır.

Ancak kısa bir süre sonra bu kişilerde, idrar kokusu ve bu şikayete bağlı rahat hareket edebilme özgürlüğünün kısıtlanması nedeniyle sosyalizasyon kısıtlanmaktadır. Hatta hastalar, insan içine çıkamayacak hale gelebilmekte veya bilinçaltı etkilerle istemli olarak toplumdan kendilerini soyutlamaktadırlar. Bu durum özellikle daha yaşlı ve sosyalizasyonu beyinsel fonksiyonların kaybedilmemesi için çok önemli olan grupta, ciddi tehlikeler arzeder (Alzheimer: Erken bunama olarak bilinen hafıza ve iletişimin kaybolmaya başlaması).

Günümüze değin, idrar kaçırma şikayetlerine yönelik onlarca operasyon ve girişim teknikleri geliştirilmiştir. Bu da hem konuyla ilgili hasta popülasyonunun sayısal çokluğunu hem de tüm bu girişim ve operasyonların hiçbirinin yeterince tatminkâr olmadığını gösterir. Gerçekten de bilimsel makaleler incelendiğinde, son yıllarda kabul görmüş olan cerrahi tekniklerden hiçbirinin %100 başarılı ve tam anlamıyla tatminkar olmadığı dikkati çeker. Bunlara örnek olarak MMK (Marshall Marchetti Krantz), Burch, TVT (Transvaginal Tape) gibi çeşitli Sling operasyonları ve , girişimleri, sayılabilir.

Tüm bu operasyon ve girişimler için, çalışılan sahanın kanama eğilimindeki anatomik özellikleri ve analjezi temini için kullanılması gereken genel ya da regional anestezi teknikleri nedeniyle her hasta uygun olmamaktadır. Ancak bu kadar yaygın bir hasta popülasyonunda çözüm getirilmeyi bekleyen, böylesine can sıkıcı ve önemli şikayetlerin tedavisinden, her hastanın faydalanabilmesini sağlayacak, alternatif tekniklere ihtiyaç vardır.

Son yıllarda, özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde geliştirilerek kullanılan kollajen enjeksiyonu, işte tam bu alandaki sıkıntı ve engellerin üstesinden gelebilecek özelliklere sahiptir.

Daha önce kozmetik amaçlarla vücudun çeşitli bölgelerine enjekte edilen kollajen, bu amaçla kullanımı yaygın bir üründür. Mesane boynundaki zaaf nedeniyle oluşan idrar kaçırma şikayetlerinde kullanılması ise oldukça yenidir. Ancak bu konuda henüz oluşmuş bulunan literatür birikimindeki yüz güldürücü sonuçlar nedeniyle, gittikçe artan bir ilgi alanı oluşturmaktadır. Kaldı ki her grup (ek hastalık ve/veya vücutsal patolojileri nedeniyle anestezi alamayan ya da bugüne dek tanımlanan operasyonların yapılamadığı tüm hastalarda) hastada rahatça, yan etkisi olmadan ve güvenle uygulanabilmesi ana avantajını oluşturmaktadır.

Hastalara bir gün önceden kollajen allerjisi testi yapılmakta ve böylece %1-5 arasında değişebilen allerjik grup ekarte edilmektedir. Hastaya ertesi gün uygulama yapılmakta ve birkaç saatlik kontrol süresi sonrasında evine gönderilmektedir. Derhal günlük yaşamına dönen ve mobilizasyonunu kazanan hastada (Tüm diğer geleneksel operaslarda, özellikle yaşlı hasta grubu için en önemli dezavantajı, hareketsiz ve yatağa bağlı kalınan süreç oluşturmaktadır!), uygulamayla ilgili hemen hiçbir yan ve beklenmeyen etkiyle karşılaşılmamaktadır. Uygulamadan sonra bir haftalık süreçte şikayetlerde belirgin bir düzelme ve iyileşme görülmekte ve şikayetler en az 3 yıl süreyle tekrarlanmamaktadır. Şikayetler üç yıl sonra tekrarlasa da ek bir kollajen enjeksiyonu aynı düzelmeyi eksiksiz ve kusursuz biçimde sağlayabilmektedir.

Son yılların bu en çağdaş tedavisini, seri ve kolay uygulanabilmesi, hastanede kalış süresinin kısalığı ve en önemlisi de hastanın derhal mobilize edilebilmesi avantajlarıyla tüm idrar kaçırma şikayeti olan hastalarda önermekteyiz.