Yöneltme, tamamen yeni bir olay değildir: XIX. yyjn ilk yarısında doğmuş, ‘psikolojinin kaydettiği ilerlemeler sayesinde gelişmiştir. 1904’te psikiyatri uzmanı E. Toulouse ve psikolog H. Pieron psikolojinin, mesleğe yöneltme çalışmalarına ve meslek seçimine uygulanmasıyla ilgilendiler.
Psikolog A. Binet 1911′de öğrencilerin yetenekleri sorununu inceledi.Yöneltme başlangıçta sadece mesleğe yöneltme’yi içeriyordu: o zaman ilkgençlik çağmdakileri teknik öğrenime gitmeden bir meslek seçmeğe yöneltmek söz konusuydu.
Mesleğe yöneltme sonradan hem okula yöneltme, hem mesleğe yöneltme’ye dönüşerek eğitim örgütünün gelişimini, Günümüzde, ilke olarak okula ve mesleğe yöneltmenin amacı öğrencileri yeteneklerine en uygun okula göndermek, kişiliklerinin geliştirilmesine yararlı olmak ve günlük yaşamda, ülkenin ekonomik ihtiyaçlarına uygun olarak, yollarını seçmelerine yardım etmektir. Aslında milyonlarca çocuk okula gitmektedir. Yalnız Türkiye’yi örnek alırsak, her yıl 400 000 kadar çocuk ortaokula başlar… Ama lise son sınıfta bunların sayısı 50 000’e iner. Demek ki yöneltme, özellikle çocukları ve ilkgençlik çağmdakileri okul çeşidine ve bulunabilecek iş sayısına göre üleştirmeğe yarar. Gençler için «yöneltilmek», geleceklerini belirleyecek bir kesime veya bir öğretim tipine doğru götürülmek demektir.
Basamaklar
Çoğu zaman, öğrenciler ve aileler yöneltmenin bilincine ancak okul çağının belirli dönemlerinde, yani çocukların geleceğiyle ilgili seçimi yapmak zorunda bırakıldıkları zaman varırlar. Yöneltme «basamakları» genellikle on bir, on dört ve on altı yaşlarıdır. Bu çağlarda önemli müdahaleler olsa bile, aslında yöneltme, bir mesleğin seçiminden çok önce, daha çocuk ilkokuldayken başlatılan sürekli bir harekettir.
Gözlemek ve Bilgi Vermek
Yöneltme hem toplu, hem de bireysel bir olaydır. İlke olarak ülkenin ekonomik düzeyini (bulunabilecek veya öngörülen işler, okullar), öğrencinin okulda aldığı sonuçları, yaşını, ailesinin durumunu, kişiliğini ve ilgi duyduğu şeyleri göz önüne alır. Aslında, ekonomik etkenler (bulunabilecek işler) ve okuldaki sonuçlar en önemlileridir. Bir yöneltmeye karar verilmeden önce, öğrencinin gözlenmesi ve ona bilgi verilmesi gereklidir. Çocuğu gözlemek demek onu daha iyi tanımağa, anlamağa çalışmak, yaşadığı durumlarda hareket yeteneğine kavuşabilmesi için onun kendi bilincine varmasına yardımcı olmak demektir: gerçekten de, sözgelimi, duygusal tepkilerin okuldaki başarıda önemli bir rol oynadığı herkesçe bilinir.
Çeşitli öğrenim tipleri, meslekler, bunların özellikleri, ne kadar insan alabilecek durumda oldukları ve ihtiyaçları hakkında bilgi edinmek ise, yöneltme sorumlularıyla gençler arasında bir çeşit alışveriş eylemi şeklinde olmalıdır.
Bu çeşitli işler ya tek tek ya da gruplar halinde, soru dizinleriyle v.b. yürütülür. Bireysel veya toplu ‘testler öğrencinin uyma, düşüncelerini toplama ve akıl yürütme yeteneklerinin değerlendirilmesine yardımcı olur; belirli bir okul sisteminde başarıyı ölçmeğe de yarar, ama zekâyı saptayamaz.
Daha İyi Olanaklar
Batı ülkelerinde yöneltme önerileri ilke olarak öğretim kurumlan çerçevesinde *okul müdürü, sınıf öğretmenleri, rehberlik uzmanı, okul doktoru ve yöneltme danışmanından oluşan bir kurul tarafından yapılır. Türk öğretim sisteminde yöneltme örgütü ve çalışmalan son yıllarda ele alınmışsa da henüz gerçekleşmiş değildir. Yöneltmeden amaç, her dala, en iyi başarı olanaklarına sahip öğrencileri kabul etmek suretiyle okulun daha yararlı olmasını sağlamaktır.
Gerçekten, başansızlıklann önlenmesi ve herkese olanakları oranında yararlı olabilme şafrsının sağlanması gerekir. Yöneltmede göz önünde tutulması gereken bir nokta da, ülkedeki iş ve çalışma olanaklarıdır; ülkenin ekonomik ihtiyaçlarına uygun yöneltmeden amaç gençlerin meslek seçimiyle, çeşitli iş ve çalışma alanlan için gerekli eleman sayısı arasında bir oran ve uyum kurulmasıdır; ülkenin yetişmiş kişilerden yararlanması kadar, bu kişilerin öğrenim gördükleri alanda iş bulabilmesi ve başarıya ulaşmaları da ancak bu uyum sayesinde gerçekleşebilir.
İnceleme Bırak